Cuma, Mart 11, 2005

Ressam, Platona göre neden kötü bir iş yapıyor?

Felsefeyle ilgileneniz var mı? Benim pek okumuşluğum yoktur. Ancak geçen sene Platonla ilgili şöyle bir şey duymuştum. Platona göre iki tip dünya vardır. İdealar dünyası(değişmez) ve formlar dünyası (değişken), mesela sandalye mutlak ve değişken (form) bir şey ancak sandalye fikri (idea) değişmezdir. Fikri (idea) biliyorsanız sandalyeyi oluşturabilirsiniz. Marangozun yaptığı şey ideal formun temsilini yapmaktır. Ancak ressam, sandalyeye bakarak resmi yapıyor, ressamın kaynağı marangozun ürettiği sandalyelerdir. Yani ressamın yaptığı resmin kaynağı değişmez idealar değil, değişken formlardır. Bu yüzden, ressam platona göre kötü bir iş yapıyor. Platonun yukarıdaki örneği iş dünyası için uyarlamaya çalışalım. Sandalye fikri, müşterileri temsil etsin, sandalye fikrinden sandalye yapabilmek gibi, müşteri ihtiyaçları hakkındaki bilgiye dayanarak da yeni ürünler geliştirirsiniz. Pazarlama fonksiyonu, marangoz olsun. Sandalye fikrinden sandalye yapmak gibi, pazarlama fonksiyonu da değer önerileri geliştirir. Ressamda bu değer önerilerine bakarak işini yapan diğer bölümler (mesela üretim) olsun. Bu şekilde üretim fonksiyonunun çalışmalarının kaynağı pazarlama fonksiyonunun ortaya çıkaracağı değer önerileri olacaktır. Yani kaynağı müşteri (idealar) değil, değişken formlar olacaktır. Platon yaşasaydı nasıl yorumlardı sizce? Bugün, İnsan Kaynakları dersinde çalışanların bütünü görebilmeleri için rotasyonun faydalı olduğunu tartıştık. Bence yeterli değil. Bütünü görmek için müşteriyle beraber çalışmak, onu ilk elden gözlemlemek gerekir. David Pachard’ın bilgece sözünü anımsayalım. “Pazarlama yalnızca pazarlama bölümüne bırakılmayacak kadar önemlidir.” Kiwi International örneğine bakalım (Kawasaki, G.) Bu havayolu şirketinin tüm elemanları, tüm Kiwi elemanlarının satış elemanı olduğunu öğreten eğitim derslerine katılmaktadır. İlave bir ücret almamakla beraber, şehirdeki tüm satış acentelerin ziyaret ederek kendi havayollarını tercih etmeleri için yüreklendirmektedir.

1 yorum:

Prof. Dr. İsmail Kaya dedi ki...

Özgür, Müthişsin...
Sandalye-müşteri metaforun harika. Blog'una keşke daha sık bakabilsem diyorum.
Senin yazdıklarından ben dahil daha çok kişinin ilham almasını, işine yansıtmasını, üstüne bir taş daha koymasını ne kadar çok isterim. Ne yapsak da, ziyaretçi sayısını arttırsak.
İlk iş olarak senin bloguna bir link vermeliyim.
Bakalım becerebilecek miyim?