Daha önceki
yazılarımın birinde paylaşımı (share) tüketim zincirinin yeni bir halkası olarak gördüğümü yazmıştım. Fikir kısaca, müşterilerin dijital ortamda ürünü, yada ürün hakkıdaki içeriği paylaşabilmelerini sağlamak için ne gekiyorsa yap demekti. Ve bu yazıda mercedes, Amazon, Vichy'den örnekler vermiştim.
Bugün ilginç bir örnek ile daha karşılaştım. Mattel'in barbie bebekleri için hazırladığı
Barbie Blog. Bu blog ile, barbie, günlük yaşamını küçük kızlarla paylaşıyor. Onlara kendi Barbie dünyalarını kurmaya teşvik ediyor. Barbie'nin bir anda pop yıldızı olup, istediği zaman astronot olabildiğini düşünürseniz yaşamı kimbilir ne kadar ilginçtir :))
Ancak, blogun eksikleri de olduğunu söyleyelim. Bu blogla Barbie, sadece kendi yaşamını anlatıyor. En azından diğer barbie kızları da yorum yazılabilse daha etkili olabilir. Ya da, Barbie bebeği olan bütün kızlar, kendi Barbielerinin günlük yaşamlarını da yazabilse, onunla maceralarını diğer Barbie kızlarıyla paylaşabilse elbette daha etkileyici olur.
BarbieBlog
Bizi bekleyen ne gibi mesajlar var. Blogların, şirketlerle müşteriler arasında açık ve güvenilir ilişki yaratabileceğini biliyorsunuzdur. (Bu konuda daha fazla bilgi için Mehmet'in Altıüstütasarım bloguna bakın) Ben burada blogların, pazarlama yönetiminde nasıl kullanılabileceğine dikkat çekeceğim.
İnsanların ürününüze odaklı blog yazmalarını teşvik edin. Bu işi kolaylaştırın. Spor merkezleri, EtiForm gibi ürünler, mesela insanların yaşamlarını nasıl forma soktuklarını ve bu yolda neler yaptıklarını anlatan bloglar yazılmasını teşvik edemez mi, onlara sponsor olamaz mı? Veya seyahat acenteleri, insanların tatil maceralarını anlattığı, yada Doğum Hastahanesi, Anne ve Çocuk dergileri, Mama şirketleri, annelerin bebeklerinin büyümelerini, fotograflarını, duygularını yazdıkları bloglar yazmalarını teşvik edemez mi?
Siz ne yapabilirsiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder